-
1 hängenbleiben
asılı kalmaktakılı kalmak -
2 hängen
1. v/i <hing, gehangen, h> (an Wand -de, Decke -den) asılı durmak/olmak;hängen an (D) -e çok bağlı olmak; -siz edememek;hängen bleiben asılı kalmak; takıl(ıp kal)mak;sie blieb mit dem Rock an einem Nagel hängen eteği bir çiviye takıldı;fam im Gedächtnis hängen bleiben hafızada kalmak;hängen lassen asılı bırakmak;fam jemanden hängen lassen b-ni yüzüstü bırakmak;sich hängen lassen kendini koy(u)vermek2. v/t <h> asmak;sich hängen an -e girişmek -
3 повисать
несов.; сов. - пови́снуть1) asılı kalmak; takılı kalmak; asılmak (на руке у кого-л.)возду́шный змей пови́с на телегра́фных провода́х — uçurtma telgraf tellerine dolanmış kalmıştı
подстре́ленная пти́ца пови́сла на де́реве — vurulan kuş ağaç dalına takılmış kalmıştı
2) sarkmakпаруса́ на су́дне пови́сли — gemideki yelkenler sarktı
3) asılı kalmakсо́лнце то́чно пови́сло на не́бе — güneş sanki gökte asılıp kalmış gibiydi
••за́данный им вопро́с пови́с в во́здухе — sorduğu sual havada kaldı
-
4 повисеть
-
5 висеть
asılı olmak,sarkmak* * *asılı olmak / durmak; sarkmak ( свисать)на стене́ виси́т карти́на — duvarda bir tablo var
над реко́й висе́л тума́н — nehrin üstünde sis asılıydı
••висе́ть в во́здухе — разг. havada askıda kalmak
См. также в других словарях:
askı — is. 1) Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne Giysi askısı. 2) Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ 3) Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması… … Çağatay Osmanlı Sözlük